Zaman!
Elle tutulamaz, gözle görülemez!
Geri alınamaz, ileri sarılamaz!
Yaşıyoruz zamanı. Ya da zamanın akışına kapılıp ömür
sermayemizi tüketirken yaşadığımızı zannediyoruz.
Hayat denilen şey ellerimizden kayıp gidiyor. Hepimizin bildiği,
her gün onlarcasını duyduğumuz ve artık korkutucu bile gelmeyen ölüme doğru adım
adım yaklaşıyoruz.
Ölüm!
Ne garip şey!
Yıllarca çalışıp çabalayıp, uğruna pek çok şey
harcadığımız her şeyi anlamsızlaştıran bir olay. İlk ve son kez
yaşayabileceğimiz, hayatımızın son aksiyonu.
Düşünüyorum. Sahip olduğum ne varsa hepsini düşünüyorum. Evim,
kişisel eşyalarım, sahip olduğum maddi imkanlar, kitaplarım. Hatta daha ötesi
ailem, sevdiklerim, sevenlerim… Sonra hepsinin bir anda yok olduğunu
düşünüyorum.
Ötesi?
Nasibimde varsa, iki metre kefen bezi, iki metre çukur ve
bolca toprak.
Daha da ötesi?
Amellerimle baş başayım! Rahmetini umarak, azabından
korkarak bekliyorum.
Bekliyorum ki bir ses “hoş geldin” desin.
Korkuyorum ki bir ses; “boş geldin” demesin!
Allah muhafaza..biz Allahı merhameti bol biliriz bağışlanmayı seven olarak biliriz..
YanıtlaSilBen kulumun zannı üzereyim. Beni nasıl tanırsa öyle muâmele ederim..
İnşallah..
O ümit içimizde hep var. Ne yaparsak yapalım, ne günahımız olursa olsun Allah'ın rahmetinden büyük olamaz.
SilÜmitle bekliyoruz.
Inşallah..
yazı bitince yüzümde hafif bir tebessğm :) o kadar iyi bir yazı olmuş ki,dediğin gibi inşAllah hoşgeldin dedinilenlerden oluruz :)
YanıtlaSilInşallah (:
Sil