14 Ocak 2018 Pazar

Ahmet Aşkın Kişisel Blogu - Blog Keşif #5


Blog keşif etkinliğimizin yeni bloguyla karşınızdayız. Bu hafta Ahmet Aşkın’ı ve kişisel blogunu konuk etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. (:

Sevgili Ahmet Aşkın’ı bu keşif etkinliği sayesinde tanımış oldum ve tanıdığıma da çok memnun oldum. Yazılarını severek takip ettiğimi, samimi ve seviyeli bloglardan bir tanesi olarak gördüğümü de belirmek isterim.

Bundan önceki etkinlik yayınını tanıtım yazısı şeklinde hazırlamıştık. Bu hafta bir söyleşi şeklinde hazırladık. Ahmet Bey sormuş olduğum sorulara samimiyetle, çok güzel cevaplar verdi. Ben okurken büyük keyif aldım ve pek çok şey öğrendim. Sizlerin de beğeneceğinizi umuyorum.

Buyrun (:

1- Bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Ahmet Aşkın Kimdir?


Ahmet Aşkın: İnsan hemen her konudan bahsedebilir… Derinlemesine bilgimiz olsun ya da olmasın her konuda fikrimiz vardır… Ancak konu kendimden bahsetmeye geldiğinde işler değişiyor. Bu sorunuzu okuduktan sonra duraksıyor, kendimden bahsedebileceğim neyim var ki ki? Deyip düşünmeye başlıyorum… Düğümlendim… :)

Nietzsche; “Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür” demiş… Soylu da olsa ikiyüzlü olmayı istemeyeceğim için bir şeyler yazmalıyım… Daha rahat olabilmek için en iyisi başkasından bahseder gibi yazmak galiba… :)

Ahmet Aşkın; Bir kamu kurumunda şef, evli ve 2 çocuk babası… Anadolu üniversitesi işletme fakültesi mezunu, görsel sanatlara ilgisi hat safhada, kendini geliştirmek adına felsefeye yakınlık duymuş çeyrek münevver… En belirgin kişisel özelliği pes etmeyen bir karaktere sahip olması ancak acele etmeyen teenni bir adem-i beşer…

2- Blogunuza “Yeşillenirim” ismini vermenize sebep olan şey, doğayla olan yakınlığınız diye biliyorum. Sizi yeni tanıdığım için hakkınızda pek fazla bir bilgim yok. O sebeple bu konuyu biraz daha açıp, kısaca tanıtır mısınız? Doğayla iç içe bir yaşantınız mı var yoksa şehir hayatı yaşayıp doğayla bağını koparamayanlardan mısınız?

Ahmet Aşkın: Doğru biliyorsunuz… Yeşillenirim ismini, kişisel blogumun hakkında sayfasında bahsettiğim gibi; Genellikle bağ bahçe, kuşlar, çiçek böcek konularında yazıp görseller paylaştığım için bloğun ismi YeşillenirimBlog olmuştu… Gerçi artık yeşillenirim ismi yerine kendi ismimi kullanmaya başladım…

Küçük bir ilçede yaşıyorum... İzinli olduğum günlerde ve hafta sonlarında doğayla iç içe yaşamaya gayret ediyorum… Yürüyorum, gönüllü çevre topluluğu üyesiyim… Hafta sonları doğa yürüyüşlerine ve foto trekkinglere katılmaya çalışıyorum… 2 dönüm fındık bahçem var ve az olması sebebiyle hobi niteliğinde kendi işlerimi kendim yapmaya gayret ediyorum… Meyve fidanlarını çok seviyorum ve müsait olan alanlara fidan dikiyorum….

3- Blog geçmişinize baktığımda 2013 yılından bu yana yayınlar görüyorum. Fakat zaman zaman yazmadığınız dönemler olmuş(yanılıyor olabilirim). Bu süreçten bahsedebilir misiniz? Size yazmayı bıraktıran ya da yeniden yazmaya teşvik eden şeyler nelerdir?

Ahmet Aşkın: Aslında 2000 yılından bu yana web sitesi işleriyle uğraşıyorum… O zamanlar blogger gibi ücretsiz hostlar ve domainler vardı… homestead diye bir firmanın ücretsiz alanına ilk sitemi kurmuştum… Domain adını bile hatırlıyorum… alihana.homestead.com’du… Sonra ücretsiz blogger, ardından içerik yönetim sistemlerinden joomla, wordpress ve tekrar blogger’e dönüş şeklinde bir web yolculuğum oldu… En son Ücretsiz bir sistem olan bloggerde kişisel blog kategorisinde hobisel yayıncılık yapıyorum… Yazmayı ve paylaşmayı hiç bırakmadım… Sadece adresler değişiyordu…

Beni yazmaya teşvik eden şey aslında anı biriktirmek istememdir… Şimdiki aklım olsa yazmayı öğrendiğim andan itibaren günlük tutardım… O günlükleri sair zamanlarda okumak keyif veriyor…
“Eski bilgilerimiz ve hatıralarımız bizim yardımcılarımızdır; o sırada, günlük vakanın keskin ıstırabını dindirmek için fikrimizin koluna girerler, başını omuzlarına dayarlar ve alıp uzaklara götürürler; alakamızın kesilmiş veya azalmış olduğunu sandığımız manzaraları tazeleyerek bizi avuturlar... (Refik Halid Karay)”

4- Blog yazmak kazandırır başlıklı yazımda blog yazmanın bana kazandırdıklarından bahsetmiştim. Peki blog yazmak size neler kazandırdı?

Ahmet Aşkın: İyi yazabilmek, iyi bir okuyucu olmayı gerektirir… Bu gereklilik beni daha fazla kitap okumaya sevk etti… Okudukça kendimi daha rahat ifade edebildiği anladım. Ayrıca yazmak enerjimi aldığı için boş işler için zaman kaybetmemin önüne geçiyor...

Yazmak, Kendi seviyemi görmemi sağlıyor… Yazmak eksiklerimi tamamlamamı ve kaydettiğim gelişmeyi görmem açısından bir istatistik sunuyor… Okumak bana hiç bir şey öğretmediyse kendimi ve insanları tanımama fırsatı vererek gereksiz kaygılarımın ve kavgalarımın önüne geçmeyi öğretti…

5- Blogunuzun logosunda çay resmini ve rengini görüyoruz. Oldukça da beğendiğim bir tasarım olduğunu belirtmek istiyorum. Çayın hayatınızdaki yeri nedir?

Ahmet Aşkın: Evet, çay hepimiz hayatına renk katıp içimizi ısıtan bir içecek… Yalnızlığımıza dost, keyfimize coşku, yoğunlumuz arasında derin bir nefes ve yorgunluğumuzu alan sihirli bir iksir… Güzel çağrışımlar yapıyor…

Bu güzel logoyu da çay dostu olmama borçluyum… Şöyle; kişisel bloğu olan grafik tasarımcısı Sefa Paksu’nun tasarımlarını beğeniyordum… Kendisine bir mesaj attım ve; "rica etsem çay rengi sıcaklığında bir logo yapar mısın” diye yazdım... o da cevaben, aslında logoları ücretli yaptığını ancak çay dostu birine hediyem olsun diyerek logoyu yaptı sağ olsun… Çay dostu olduğumu sanırım hakkımda bölümünde çay fotoğrafından anlamıştır… Bu vesileyle Sefa Paksu’ya tekrar teşekkür ediyorum...

- Bu güzel davranışı dolayısıyla ben de kendisine teşekkür edeyim. Dostluğunuz da daim olsun-

6- Fotoğrafçılık ve Photoshop ile de ilgileniyorsunuz. Bu konuda eğitimler aldınız mı yoksa kendi imkânlarınızla mı geliştirdiniz?

Ahmet Aşkın: Temel fotoğrafçılık eğitimi aldım. Yıllardır fotoğraf çekiyorum... Hatırlıyorum da ilk aldığım fotoğraf makinesi sony marka dijital bir makineydi... 2007 yılında almıştım ve yanılmıyorsam 10 megapikseldi...

İlçemin doğasını, insanını ve gündelik haberlerini, açtığım site üzerinden paylaşıyordum... Gel zaman git zaman, bir kaç tane daha dijital olmak üzere (Canon IXUS 510, Nikon, Canon HS 5010 ) fotoğraf makinesi alarak,  hep daha iyi görüntünün ve kalitenin peşinde oldum...  Son olarak aynasız fujifilm a-x2 model fotoğraf makinesi aldım.  Şu an onunla fotoğraf çekiyor ve sosyal medyadaki takipçilerimle paylaşıyorum... Şimdilik yeni bir makine almayı da düşünmüyorum... Cep telefonu teknolojilerinin ve fotoğraf çekme özelliklerinin baş döndürücü bir hızla gelişmesi, DSLR fotoğraf makinelerine olan gereksinimleri her geçen gün azaltıyor diye düşünüyorum

Photostopta alaylıyım… 2005 yılından bu yana Photoshop kullanıcısıyım. O yıldan bu yana, azar azar bilgi dağarcığımı geliştirmek için kesintisiz öğrenme süreci içerisinde olduğum tek program photoshop'dur...

7- Yeni bir blogu keşfettiğiniz zaman en çok nelere dikkat edersiniz?

Ahmet Aşkın: En başta tabi tasarımına, renklerine,  sadeliğine ve içerik diline bakıyorum… Üslup ve samimiyet çok önemli… Hangi konuda içerik üretildiğinden ziyade yazının bir ruhu olup olmadığına bakıyorum… Doğal ve samimi bir dili olan blogları takibe alıp paylaşımlarını okuyor, izlemeye alıyor ve yorumlarımla etkileşim halinde olmaya gayret ediyorum...

8- Sizi en çok mutlu eden şeylerden birkaç tanesini paylaşmak ister misiniz?

Ahmet Aşkın: Sonbahar da gezmek ve yine sonbaharda bahçelerimde çalışmak… Yalnız kaldığımda çay demleyip film seyretmek… İlçemize 15 km. mesafedeki menderesleriyle dünyaca ünlü Perşembe Yaylasına çıkıp nefes almak… Bahçede çalışırken kamp malzemelerimle çay demleyip meydan ateşinde yemeğimi pişirmek… Keyifli bir aktivite sonrasında bunu blog yazısına aktarmak... Arabada depresif damar şarkılar ve eski türküleri dinleyerek yolculuk yapmak… hafta sonu tatillerimde annemin yanına gidip sac ekmeği pişirmesini fotoğraflamak, tereyağıyla boca edip yemek ve daha sonrasında çay ve sohbet eşliğinde vakit geçirmek… vs...

9- Kitap okumayı da sevdiğinizi görüyoruz. Kitap okumak sizce nasıl bir şey? Kitap okumakla olan bağınızdan bahseder misiniz?

Ahmet Aşkın: Kitap okumayı seviyor olmaktan ziyade okumaya bir gereklilik olarak bakıyorum… Bu sorunuza, Kitaplarını severek okuduğum yazar Cemil Meriç’in sözleriyle cevap vermek istiyorum müsaadenizle;
     Kitap zekayı kibarlaştırır...
     İnsanlar kötüydü kitaplara sığındım...
     Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.
ve
     En iyi kitapların okunması, geçmiş yüzyılların en büyük insanlarıyla konuşmak gibidir.(Descartes)
Yine
     Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz. İnsan muhittin bayağı, manasız, soğuk tesirlerinden kurtulmak istediği zaman yalnız okumak fayda verir. Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş oldu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki, kitaplara rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmâl edeceksin.” (Sabahattin Ali)

10- Okumayanların da istifade etmesi açısından, çok sevdiğiniz ve herkesin de okumasını istediğiniz kitaplardan birkaç tane örnek verir misiniz?

Ahmet Aşkın:

     Cemil Meriç’in başta “Bu Ülke” olmak üzere diğer kitapları...
     Peyami Safa’nın 9. Hariciye Koğuşu...
     İmam Gazali, Abidler yolu
     Cahit Zarifoğlu, Zengin Hayaller Peşinde
     Necip Fazıl Kısakürek - O ve Ben

11- Sizi en iyi ifade eden ya da kendinize en yakın bulduğunuz renk hangisi?

Ahmet Aşkın: Renklerin hepsini seviyorum... Çocukken bordo mavili renklere âşıktım… Yeşilin tonlarını ve sonbahar renklerini seviyorum...

12- Bunu siyasi bir soru olarak algılamayın lütfen. Siz Cumhurbaşkanı ya da Başbakan gibi yetkili birisi olsaydınız yapacağınız ilk şeylerden birisi ne olurdu? Ülkemizde “önemli bir sorun” olarak neyi görüyorsunuz?

Ahmet Aşkın: Ne olurdu... Faizin ülkemiz insanlarını sömürmesini önlemek isterdim... Cipsleri ve asitli içecekleri 18 yaşının altındakilere sattırmazdım... Şiddet içerikli görüntülere müsaade etmezdim. Cinayet ve intihar haberlerini yayınlatmazdım… Dizilere bir standart getirir ve kanal sayısını azaltırdım… En başta da okullarımızda eğitim gören öğrencilerimizin milli şuurlarını arttırıcı faaliyetler içinde olurdum… İşsizliği en aza indirmek isterdim…

13- Eklemek istediğiniz, değinmek istediğiniz bir şeyler var mı?

Ahmet Aşkın: Değinmek ve eklemek istediğim bir şey yok… Sorular için iyi çalışmışsınız… Tebrik ediyorum… Böyle bir etkinlikle beni onurlandırdığınız için ayrıca teşekkür ediyorum… Bizi okuma zahmetinde bulunan blog dostlarımıza da selam olsun...

Zaman ayırdığınız için ve bu kadar güzel samimi cevaplar verdiğiniz için ben çok teşekkür ederim. Keyifle okuduğum bir söyleşi oldu. Bu vesileyle sizi daha yakından tanımış olduk. (:

Ailenizle birlikte doğayla iç içe, hayırlı, mutlu, sağlıklı ve huzurlu olarak gönlünüzden geçen güzellikleri yaşayabilmenizi diliyorum. Bizden de size selam olsun…

Bu güzel bloga ulaşmak için: Ahmet Aşkın’ın Kişisel Blogu bağlantısını kullanabilirsiniz.


Blog Keşif Etkinliğimizde önümüzdeki hafta “Bir Film İzleyelim Mi” Blogunu konuk edeceğiz inşallah.

Sağlıcakla kalın (:

14 yorum:

  1. Dolu dolu içten ve doyurucu bir söyleşi..
    İkinizin de yüreğine sağlık keyifle okudum.

    YanıtlaSil
  2. İyi olsun diyerek yayın hayatına başlayan bu bloğa söyleşi konuğu olmak kendimi iyi hissettirdi... çok teşekkür ediyorum... ayrıca katkılarınız ve iyi dilekleriniz için de çok sağolun... Bu benim ilk mimim ve ilk söyleşimdi... dilimin döndüğünce sorulara cevap vermeye ve tanışma adına kendimi yansıtmaya çalıştım... umarım okuyanlar da sıkılmadan okurlar... selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizinle bu güzel söyleşiyi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum ve çok keyif aldım. Zaman ayırdığınız için bir kez daha çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  3. Severek okudum. Gerçekten çok güzel bir söyleşi olmuş. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  4. Tanımıyordum Ahmet beyi.Baya bilgi sahibi olmuş olduk sayenizde.Bizim gibi büyük şehirde yaşamasına da valla imrendim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vesile olduysak ne mutlu (: Doğayla iç içe olmasına ben de imrendim doğrusu. (:

      Sil
  5. Nasıl da dolu dolu, keyifli bir yazı olmuş. Bir çırpıda okudum vallahi hiç sıkılmadan.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayını hazırlarken ben de aynı şeyleri yaşadım (: sağ olsun Ahmet bey dolu dolu cevaplar verdi.
      Teşekkür ederim size de (:

      Sil
  6. Gerçekten çok güzel bir söyleşi olmuş. Keyifle okudum :)

    YanıtlaSil
  7. Keyif alarak okudum. Emeklerinize sağlık :)

    YanıtlaSil

Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.