6 Temmuz 2017 Perşembe

Çekici Nereye Vuracağını Bilmek


Farkı varyantları olan meşhur bir hikâyedir:
Bir fabrikada, büyük bir makine aniden durmuş. Tamirciler geliyor, bir türlü çalıştıramıyor.
Sonunda, yaşlı bir tamirci bulmuşlar. Tamirci, makinenin etrafında dolaşarak, dikkatli bir şekilde kontrol etmiş. Sonra, kendini izleyenlere dönerek;

"Bana bir çekiç getirir misiniz?" demiş.

Çekiç gelmiş. Çekici eline alan tamirci, makineye yaklaşmış ve tespit ettiği bir yere çekici "tık" diye vurmuş. O da ne? Makine, başlamış çalışmaya...

Patron, son derece memnun bir halde sormuş;
- Borcumuz ne kadar? - 1000 dolar.
- Neee... Çekiçle makineye şöyle bir vurdun, o kadar. Bunun için mi 1000 dolar istiyorsun?- Evet.
- Peki... O zaman bana ayrıntılı bir fatura düzenle. İstediğin 1000 doların ayrıntılarını görmek istiyorum.

Bunun üzerine yaşlı tamirci, faturayı düzenleyip, patrona uzatmış. Patron, faturayı almış ve dikkatle okumaya başlamış;

Çekiçle, makineye vurmanın bedeli: 1 dolar.
Çekici nereye vuracağını bilmenin bedeli: 
999 dolar.
Toplam: 
1000 dolar.


Hikâye burada bitiyor ve benim hikâyem başlıyor. Bugün sabah, güneş doğarken yola çıktık ve Kayseri’ye hastaneye gittik. Özel muayene olacaktık. Saat 13.00’da yapılacağını söylediler. Biz çok erken gittiğimiz için 3-4 saat beklemek zorunda kaldık. Vakit geldiğinde randevumuzu aldık. Yaklaşık 1 saat kadar da burada doktoru bekledik. Doktor geldi, bizi çağırdılar. Doktora şikâyetimi söyledim, doktor fiziki muayene etti ve: “Bu durum normal, endişelenecek bir şey yok. Ağrı ve başka belirtiler olursa hemen gelin” dedi. Biz de bu birkaç dakikalık muayeneden sonra hastaneden çıktık ve tekrar evimizin yolunu tuttuk.

Günün sonunda:
Gidiş geliş toplamda yaklaşık 5 saatimiz yolda geçti, 6-7 saatimiz hastanede geçti.
Yakıt ve yemek masraflarımız için yaklaşık 120 TL harcadık.
Doktora özel muayene olmak için 110 TL ödeme yaptık.
Gün boyunca sıcakta oldukça yorulduk.

Burada vurgulamak istediğim ne harcadığımız zaman ne de para değil. Belki zamanı geri alamayız ama para her zaman bulunabilir. Ben hastaneye gitmeden önce doktorun böyle diyeceğini aileme defalarca söyledim. Ama ikna olmadılar. Onları da anlıyorum. Benim sağlıklı olmamı ve bunu yetkili bir ağızdan duymak istiyorlar. Benim söylediklerimin aynısını doktor söyleyince ikna oldular. Bu durumu hikâyeyle bağlarsak; “önemli olan çekici nereye vuracağını bilmek”. Doktor bu işte usta, o çekici nereye vuracağını biliyor ama ben bilmediğim için benim sözüm etkili olmadı. Üstelik ben para da istemedim ama yine de etkili olamadım (:

Konu hastaneden, sağlıktan açılmışken son birkaç gündür hastaydım. Yüksek ateş, baş ağrısı, halsizlik. Birkaç gün öylece hiçbir şey yapmadan yattım neredeyse. Bloga da bir şeyler yazamadım. Ama bugün kendimi daha iyi hissediyorum. İnsan hastayken canı hiçbir şey istemiyor.

Konuyla alakalı olarak çok beğendiğim bir karikatür vardı. Şimdi burada paylaşmak için aradım ama bulamadım. Karikatür metninde şöyle yazıyordu; “Hasta olunca dünyanın en değerli şeyinin sağlık olduğunu anlıyorum. İyileşince tekrar parada karar kılıyorum.

Gerçekten de, insan hasta olduğu zaman aslında en değerli şeyin sağlık olduğunu anlıyor. Ama biraz iyileşince, tekrar başka şeylere yöneliyor ve sağlığını ihmal edebiliyor. Yakın zaman önce 28 gün hastanede yatmış ve iki ameliyat geçirmiş biri olarak bu durumu çok iyi biliyorum.

Ben de her ne kadar hastalandığım zaman sağlığın en önemli şey olduğunu anlıyorsam da iyileştiğim zaman en değerli şeyin para olmadığını da çok iyi biliyorum. Reklam metni gibi olacak ama: hayatta paranın satın alamayacağı şeyler vardır. Ben buna inanıyorum.


Bu vesileyle hasta olup da şifa bekleyen tüm hastalara Allah’tan acil şifalar diliyorum. Herkese geçmiş olsun. Bu hastalıkların da birer imtihan olduğunu unutmayalım. Halimize şükredelim, iyi olsun.

2 yorum:

  1. Allah razı olsun size de çok çok geçmiş olsun bu yolculuğun sonucu ailenizi rahatlatmak ile beraber olaya farklı bir bakış açısıyla bize de anlatma fırsatı vermiş dedikleriniz gayet doğru insan bazen küçük veya gereksiz saydığı bir şey için bile yol gidiyor emek veriyor çırpınıyor.
    Çekici doğru yere vurmak yanısıra gözü de doğru yere baktırmak da şart demek ki, keyif ve ilgiyle okudum kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.