Her gün onlarca haber izliyoruz, görüyoruz, duyuyoruz,
okuyoruz. Son birkaç günde yaşanan dört ayrı olayın haberini bloguma taşımak
istiyorum.
1. Haber:
Olay Başakşehir Belediyesi Geri Dönüşüm Ayrıştırma
Tesislerinde gerçekleşiyor. Bu tesiste çalışan Ayşe Demircan isimli bir bayan, makine
başında her zamanki işini yaparken çöplerin arasında bir cüzdan buluyor. Cüzdanı
alıp içine bakıyor, içinde dolarların ve banka kartlarının olduğunu görüyor. Hemen
amirine durumu anlatıyor. Durum yetkililere bildiriliyor ve cüzdanın sahibi
bulunuyor.
Cüzdanda 12 bin dolar varmış. Belki o kadının hayatında hiçbir
zaman bir arada göremeyeceği bir rakam. Ama bakın o bu yaşadıklarını nasıl
anlatıyor:
“Her zaman ki gibi dümenin başında
duruyordum. Mal geldi geri itekledim, altından cüzdan çıkınca aldım, baktım.
İçinde dolar var. Heyecanlandım, onu da kazanan bir adam. Gerçek sahibine
verilmesini istedim. Vicdanım el vermedi onları alıp saklamaya”
Bakın bu cümlesi çok önemli: “Vicdanım el
vermedi onları alıp saklamaya”..
Yaşanan diğer bir olayın haberi şöyle:
2. Haber:
Olay Aydın’da yaşanıyor. 82 yaşındaki Nadire
teyzenin kocası camiye gidiyor. Yaşlı kadın evde yalnız kalıyor. Bir süre sonra
evin zili çalınıyor ve yaşlı kadın kocasının geldiğini zannederek kapıyı
açıyor. Ama karşısında kocasını değil de maskeli birini görünce kapıyı
kapatmaya çalışıyor. Gücü yetmiyor tabi kadının. Yüzü maskeli hırsız zorla
içeri giriyor ve 82 yaşındaki kadına yumruklarla saldırıyor. Etkisiz hale
getirdiği kadının boynundaki gerdanlığı ve kolundaki 5 bileziği alarak
kayıplara karışıyor. Yaşlı kadın aldığı darbelerden sonra hastanelik oluyor.
Bu haberi görünce 2 yıl önce vefat eden
babaannem aklıma geldi. Bir an o yumruklara maruz kalan kadının yerinde
babaannemi hayal ettim. Tüylerim diken diken oldu. Çok üzüldüm. Elleri öpülesi
o insanlara, yumruklar nasıl kalkıyor? Allah muhafaza.
İnsan bu haberi görünce sormadan edemiyor:
vicdanın nasıl elverdi de 82 yaşındaki bir kadına vurabildin diye. Demek ki
vicdan var bulduğu parayı sahibine vermek ister, vicdan var para için yaşlı bir
kadına el kaldırır.
Gelelim bir diğer habere:
3. Haber:
Olay Antalya’da yaşanıyor. İki arkadaş trafikte motorla
hareket halindeyken bir trafik kazası geçiriyorlar. İddiaya göre bir araba
motora çarpıyor ve motordaki iki kişi yaralanıyor, araç sürücü kaçarak izini kaybettiriyor.
Kaza sonrası motorda bulunan 29 yaşındaki Melih
Sepicioğlu yapılan tüm müdahalelere rağmen hayata tutunamıyor ve beyin ölümü
gerçekleşiyor. Ailesi de bir karar alarak oğullarının organlarını bağışlamak
istiyor. Doktorlar hemen gerekli müdahaleyi yaparak organları nakil bekleyen 5
hastaya naklediyorlar. Ve o hastalar böylece hayata tutunuyor.
Evet, 29 yaşındaki genç bir vatandaşımızın, kardeşimizin
hayatını kaybetmesi çok acı ve üzüntü verici bir olay. Ama hasta olan 5 kişiye
de umut olması sevindiriyor bir yandan da. Bu olay organ bağışının da ne kadar
önemli olduğunu da gösteriyor.
Dinimiz de yaşatma konusunda şöyle buyurur: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde
bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün
insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki
bütün insanları yaşatmıştır.” Maide suresi, 32. Ayet.
Allah vefat eden kardeşimizin ailesine sabır versin ve
kendisine de o sonsuz rahmetiyle merhamet etsin, rahmet etsin. Ölümün de
yaşamak kadar gerçek olduğu bir dünyadayız. Yaşatmak için yaşamalıyız. Ölümümüz
bile birilerinin yaşamasına vesile olmalı bence.
Ve son haber:
4.Haber:
Olay Gaziantep’te yaşanıyor. İstanbul’da yaşayan Fizik
Mühendisi anne, bayram ziyareti için Gaziantep’e geliyor. Ailesinin yaşadığı
eve eşyalarını çıkardığı sırada lösemi tedavisi gören 9 yaşındaki oğlunun
solunum cihazını kapı girişine koyuyor. Diğer eşyaları eve bırakıp gelen anne
solunum cihazının bıraktığı yerde olmadığını fark ediyor ve çalındığını
anlıyor.
Apartmanın güvenlik kamerası kayıtları incelendiği zaman,
motorlu birinin cihazı çaldığı ve motoruna binerek uzaklaştığı görülüyor.
Cihaz yaklaşık 5 bin dolar değerinde. Ailenin hemen
alabilmesi mümkün değil. Bu cihazı da taksitle almışlar, hatta son taksitini de
iki ay önce ödemişler. Çaresiz anne, hırsızın yakalanmasını ve cihazın geri getirilmesini
istiyor. Zira solunum hastası olan çocuk bu cihaza mecbur durumda. Yani hayatı
bir nevi bu cihaza bağlı…
Evet, son günlerde yaşanan 4 farklı olayın haberini
buraya taşıdım. Aslında buraya taşıdığım şey 4 farklı olay değil, farklı
vicdanlar ve farklı insanlıklar. Bu olaylar sadece yaşanmış iyi veya kötü bir
durumu anlatmıyor. Aynı zamanda insanlığın resmini de çiziyor.
Allah insanı öyle bir şekilde yaratmış ki, insanoğlu her
şey olabiliyor. Yani insan dilerse, iyi şeyler yaparsa meleklerden bile üstün
olabiliyor. Ama yine insan dilerse ve kötü şeyler yaparsa şeytandan bile aşağı
olabiliyor.
Allah bize insanlığımızı unutturmasın, vicdanımızı
köreltmesin. İyi birer insan olmamız için bize yardım etsin. Allah bize
insanlığımızı kaybettirmesin. Eğer insanlığımızı kaybedersek, kaybedecek başka
hiçbir şeyimiz kalmamış olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.