Bayrama veda edeli birkaç gün oldu. Bayramla ilgili yazı
yazmak için şuan biraz geç oldu ama olsun. Yine de yazıp paylaşmak istedim.
Benden geriye bir anı, bir hatıra kalsın diye. Eğer yazmazsam yaşadıklarım ve
düşündüklerim unutulup gidecek. Belki pek kayda değer bir şey değil ama olsun
(:
Bayramın ilk günü sabah güneş doğarken, ailecek yola
çıktık. Biz yoldayken güneş doğmaya başladı. Yarım saatlik bir yolculuğun
ardından köyümüze vardık.
Köyümüz şuan 8-9 haneden oluşuyor. Yani en fazla 25-30
kişi ya var ya yok köyde. Fakat bayram dolayısıyla köyümüzde etkinlik
düzenleniyor. Köylüler köye bayram namazına ve bayramlaşmaya davet ediliyor.
Müsait olanlar geliyorlar.
Bu bayramda da köylülerimiz çevre illerden köye
gelmişlerdi. Biz köyümüze ulaştığımızda epeyce bir kalabalık vardı. Köyümüzün
nüfusu bir anda 350-400 kişiye çıkmıştı. Bayram namazı vakti yakın olduğu için
hemen camiye girdik. Cami doluydu. Namazımızı eda ettik ve bayramlaşmak üzere
dışarı çıktık.
Köyümüzdeki Toplu Bayramlaşma Anından Bir Kare |
Dışarı çıkanlar birbirleriyle bayramlaştı. Uzun bir
kuyruk oluştu. Ve tabi kuyruğun sonu çok uzun olduğu için bu merasim uzun bir
vakit aldı. Sonra hep birlikte toplanıp hemen yakında bulunan mezarlığa gittik.
Geçmişlerimize dua edip onları yâd ettikten sonra daha önceden kurulmuş olan
kahvaltı masalarına yöneldik. Herkes burada kahvaltısını yaptı ve sonra yavaş
yavaş dağılmaya başladı.
Detaylara pek girmeden kısaca özetlemeye çalıştım ama
aslında çok güzel bir etkinlik ve bayram kutlaması oldu. Zira bu vesileyle uzun
zamandır birbirini görmeyen insanlar bir araya geldiler. Eskiden köyde yaşayan
insanlar, yıllar sonra yeniden aynı yerlerde buluşmuş oldular. Aynı köylü olup
da birbirini tanımayan yeni nesil ve eskiler tanışmış oldular.
Bu bayram pek duymasam da geçen bayramda çok sık duyduğum
bir soru vardı. Beni görüp de tanımayanlar soruyorlardı: “Sen kimin oğlusun?”,
diye, ben de “filancanın oğluyum” ya da “filancanın torunu olurum” diyordum.
Ancak o zaman tanıyorlardı. Bağların kopmaması ve insanların kaynaşmaları için
çok güzel bir organizasyondu. Bu yıl dördüncüsü düzenlendi. İnşallah uzun
yıllar boyu bu gelenek devam eder.
Biz de ailecek kahvaltımızı yaptıktan sonra, mezarlığı
yeniden ziyaret ettik. Dedem ve babaannemin kabirleriyle diğer bazı
akrabalarımızın kabirlerini ziyaret ederek, bu vesileyle tüm geçmişlerimize dua
ederek köyden ayrıldık.
Köye kadar gelmişken köyün hemen çıkışında bulunan
bağımıza uğramadan olmazdı elbette. Bağımıza gittik ailecek. Bağın, bu zamanlar,
zarar görmemesi için ilaçlanması gerekiyormuş. Babam hemen ilaçlamaya başladı.
Herkesin yavaş yavaş bayramlaşmaya başladığı, birbirlerine mesajlar atmaya
başladığı saatlerde biz bağda vakit geçiriyorduk (:
Bağımızdaki yeni çıkmakta olan üzüm salkımı (: |
Bağımızın bir kısmı.. |
Bağımızdaki elma ağacındaki birkaç elmadan birkaçı (: |
Bağdaki işimiz uzun sürmedi. Oradan çıkıp, yakınlardaki
tarlamıza gittik. Fotoğrafı aşağıda.
Tarlamız. Fotoğraftakiler; Babam ve yeğenim. |
İlk bakışta bir çiçek tarlasını andırıyor olsa da aslında
tarlamızda nohut ekili (: Bu tarlaya ne zaman nohut eksek hep aynısı oluyor.
Bundan birkaç yıl önce yine nohut ekmiştik ve yine aynısı olmuştu. Otlar nohutların
gelişimine engel oluyor diye, gidip bir de otları yolmuştuk (: Fakat bu kez
otları ve nohutları kendi hallerine bıraktık ve bayramlaşmak üzere ilçede
bulunan akrabalarımızın yanına doğru yol aldık.
Köyümüzde yıllara meydan okuyan, leylek yuvası ve leylek |
Akşamüzeri köydeki bayramlaşma merasimini tamamlayıp
Aksaray’a döndük. Sonraki günler de buradaki eş-dost-akrabalarla bayramlaşmakla
geçti. Biz bir yerlere gittik, bize gelenler oldu derken, bayramı kazasız
belasız, sağ salim atlattık çok şükür.
İnsan böyle güzellikler yaşayınca “hayat bayram olsa”
diyesi geliyor. Ama ne yazık ki hayat bayram olmuyor her zaman. İmtihan
dünyasındayız ve inşallah asıl bayramı, cennette yaşayacağız.
Ve insana “hayat bayram olsa” dedirtmeyen bir diğer husus
da trafik kazaları. Ne yazık ki, bu yıl da bayramda yaklaşık 70 kişi hayatını
kaybetmiş ve 400 küsur kişi de yaralanmış. Sırf trafik kazaları artıyor,
insanlarımızı trafiğe kurban veriyoruz diye bazen bayramların gelmesini
istemediğim oluyor. Ne yazık ki. Hem kendim ve ailem için hem de herkes için
endişeleniyorum. Zira hepimiz risk altındayız. Allah herkesi korusun, amin.
Acısıyla, tatlısıyla bir bayramı daha geride bıraktık.
Allah kazasız belasız, sevdiklerimizle bir arada olduğumuz, daha nice bayramlar
nasip etsin. Güzel haberler vermek, güzel haberler almak, nice nice bayramlarda
buluşmak duasıyla..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.