1 Temmuz 2017 Cumartesi

Bayramın Ardından


Bayrama veda edeli birkaç gün oldu. Bayramla ilgili yazı yazmak için şuan biraz geç oldu ama olsun. Yine de yazıp paylaşmak istedim. Benden geriye bir anı, bir hatıra kalsın diye. Eğer yazmazsam yaşadıklarım ve düşündüklerim unutulup gidecek. Belki pek kayda değer bir şey değil ama olsun (:

Bayramın ilk günü sabah güneş doğarken, ailecek yola çıktık. Biz yoldayken güneş doğmaya başladı. Yarım saatlik bir yolculuğun ardından köyümüze vardık.


Köyümüz şuan 8-9 haneden oluşuyor. Yani en fazla 25-30 kişi ya var ya yok köyde. Fakat bayram dolayısıyla köyümüzde etkinlik düzenleniyor. Köylüler köye bayram namazına ve bayramlaşmaya davet ediliyor. Müsait olanlar geliyorlar.

Bu bayramda da köylülerimiz çevre illerden köye gelmişlerdi. Biz köyümüze ulaştığımızda epeyce bir kalabalık vardı. Köyümüzün nüfusu bir anda 350-400 kişiye çıkmıştı. Bayram namazı vakti yakın olduğu için hemen camiye girdik. Cami doluydu. Namazımızı eda ettik ve bayramlaşmak üzere dışarı çıktık.

Toplu bayramlaşma merasimi
Köyümüzdeki Toplu Bayramlaşma Anından Bir Kare
Dışarı çıkanlar birbirleriyle bayramlaştı. Uzun bir kuyruk oluştu. Ve tabi kuyruğun sonu çok uzun olduğu için bu merasim uzun bir vakit aldı. Sonra hep birlikte toplanıp hemen yakında bulunan mezarlığa gittik. Geçmişlerimize dua edip onları yâd ettikten sonra daha önceden kurulmuş olan kahvaltı masalarına yöneldik. Herkes burada kahvaltısını yaptı ve sonra yavaş yavaş dağılmaya başladı.

Detaylara pek girmeden kısaca özetlemeye çalıştım ama aslında çok güzel bir etkinlik ve bayram kutlaması oldu. Zira bu vesileyle uzun zamandır birbirini görmeyen insanlar bir araya geldiler. Eskiden köyde yaşayan insanlar, yıllar sonra yeniden aynı yerlerde buluşmuş oldular. Aynı köylü olup da birbirini tanımayan yeni nesil ve eskiler tanışmış oldular.
Bu bayram pek duymasam da geçen bayramda çok sık duyduğum bir soru vardı. Beni görüp de tanımayanlar soruyorlardı: “Sen kimin oğlusun?”, diye, ben de “filancanın oğluyum” ya da “filancanın torunu olurum” diyordum. Ancak o zaman tanıyorlardı. Bağların kopmaması ve insanların kaynaşmaları için çok güzel bir organizasyondu. Bu yıl dördüncüsü düzenlendi. İnşallah uzun yıllar boyu bu gelenek devam eder.

Biz de ailecek kahvaltımızı yaptıktan sonra, mezarlığı yeniden ziyaret ettik. Dedem ve babaannemin kabirleriyle diğer bazı akrabalarımızın kabirlerini ziyaret ederek, bu vesileyle tüm geçmişlerimize dua ederek köyden ayrıldık. 

Köye kadar gelmişken köyün hemen çıkışında bulunan bağımıza uğramadan olmazdı elbette. Bağımıza gittik ailecek. Bağın, bu zamanlar, zarar görmemesi için ilaçlanması gerekiyormuş. Babam hemen ilaçlamaya başladı. Herkesin yavaş yavaş bayramlaşmaya başladığı, birbirlerine mesajlar atmaya başladığı saatlerde biz bağda vakit geçiriyorduk (:

Yeni Çıkan üzüm taneleri
Bağımızdaki yeni çıkmakta olan üzüm salkımı (:

Aksaray üzüm bağı fotoğrafı
Bağımızın bir kısmı..

Yeni çıkan elmalar
Bağımızdaki elma ağacındaki birkaç elmadan birkaçı (:
Bağdaki işimiz uzun sürmedi. Oradan çıkıp, yakınlardaki tarlamıza gittik. Fotoğrafı aşağıda.

Otlu nohut tarlası
Tarlamız. Fotoğraftakiler; Babam ve yeğenim.
İlk bakışta bir çiçek tarlasını andırıyor olsa da aslında tarlamızda nohut ekili (: Bu tarlaya ne zaman nohut eksek hep aynısı oluyor. Bundan birkaç yıl önce yine nohut ekmiştik ve yine aynısı olmuştu. Otlar nohutların gelişimine engel oluyor diye, gidip bir de otları yolmuştuk (: Fakat bu kez otları ve nohutları kendi hallerine bıraktık ve bayramlaşmak üzere ilçede bulunan akrabalarımızın yanına doğru yol aldık.

Leylek yuvası ve leylekler
Köyümüzde yıllara meydan okuyan, leylek yuvası ve leylek

Akşamüzeri köydeki bayramlaşma merasimini tamamlayıp Aksaray’a döndük. Sonraki günler de buradaki eş-dost-akrabalarla bayramlaşmakla geçti. Biz bir yerlere gittik, bize gelenler oldu derken, bayramı kazasız belasız, sağ salim atlattık çok şükür.

İnsan böyle güzellikler yaşayınca “hayat bayram olsa” diyesi geliyor. Ama ne yazık ki hayat bayram olmuyor her zaman. İmtihan dünyasındayız ve inşallah asıl bayramı, cennette yaşayacağız.

Ve insana “hayat bayram olsa” dedirtmeyen bir diğer husus da trafik kazaları. Ne yazık ki, bu yıl da bayramda yaklaşık 70 kişi hayatını kaybetmiş ve 400 küsur kişi de yaralanmış. Sırf trafik kazaları artıyor, insanlarımızı trafiğe kurban veriyoruz diye bazen bayramların gelmesini istemediğim oluyor. Ne yazık ki. Hem kendim ve ailem için hem de herkes için endişeleniyorum. Zira hepimiz risk altındayız. Allah herkesi korusun, amin.


Acısıyla, tatlısıyla bir bayramı daha geride bıraktık. Allah kazasız belasız, sevdiklerimizle bir arada olduğumuz, daha nice bayramlar nasip etsin. Güzel haberler vermek, güzel haberler almak, nice nice bayramlarda buluşmak duasıyla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.