Tiryakinim, Tiryakinim
Atalarımız boşuna “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”
dememişler. Zira insanoğlu olarak çok unutkan varlıklarız. Bu sebeple çok çabuk
ve kolay unutabiliyoruz bazı şeyleri.
Birkaç gün önce yalnız başıma iftar yapmış ve bunu “bu iftarda bir yalnızlık var” başlığı altında sizlerle paylaşmıştım. Ama gelin
görün ki, o yazıda, yaşadığım ilginç bir şeyi sizlerle paylaşmayı unutmuşum. Yazıyı
yazmadan önce zihnimde tasarlarken o olayı mutlaka yazmalıyım diyordum ki,
yazmadığımı ancak yazıyı bitirip, blogda paylaştıktan sonra fark edebildim. O yazıda
yeni bir düzenleme yapmak yerine yeniden bir yazı yazıp olayı anlatmak ve belki
bir iki yorum yapmak istedim.
Bildiğiniz gibi iftarımı Aksaray Ulu Cami meydanında bir
bank üzerinde yapmıştım. İftar vaktine yakın, ben şehrin sessizliğinin huzurunu
yaşamaya çalışırken, az ilerimde, diğer bir bankın üzerinde, otuz yaşlarında
iki adam oturuyordu, kendi aralarında sohbet ediyorlardı. İftar vakti geldi. Ben
iftarımı açmakla meşgul olurken, onlarda da bir ayaklanma oldu.
Bir baktım hemen birer sigara çıkarmışlar, ağızlarına
almışlar ve yakabilmek için ceplerinde çakmak arıyorlardı. Arandılar ama
üzerlerinde çakmak türevi bir şey yoktu. Hani çakmak taşlarını birbirine vurup
ateş yakma imkânları olsa, onu bile deneyeceklerdi. Neyse ki hemen bir tanesi
ayağa katlı ve etrafına bakındı. Tabi en yakınlarında ben olduğum için adam
bana doğru yöneldi ve sigarasını göstererek ateş istedi. Sigara kullanmadığımı
ve ateş taşımadığımı söyleyince hemen bir başkasına yöneldi. Onda da ateş
bulamayınca bir başkasına.. ve nihayet çevredekilerden birisinin yardımıyla sigarasını
yaktı. Yeniden yanımdaki banka geldiler ve oturup sigaralarını keyifle içtiler.
Bir süre daha oturup sonra kalkıp gittiler.
İşin ilginç yanı, bu insanlar ezanın okunmasına kadar
beklediklerine göre muhtemelen oruç tutuyorlardı ve oruçlarını sigara ile
açtılar. Daha ilginç olan yanı ise, yanlarında yiyecek ve içecek hiçbir şeyin
bulunmamasıydı. Ne bileyim bir yudum su bile yoktu yanlarında ki su bulmaları
da çok da zor değildi. Ki bu insanlar, görünüşleri itibariyle, yiyecek bir şey
alamayacak hatta içecek bir yudum su dahi bulamayacak kadar yoksul ve düşkün
kimseler de değillerdi. Velev ki öyle olsalar bile, bu mübarek günde kime
gitseler bu insanlara yiyecek bir şeyi mutlaka verirlerdi.
Tüm bunları düşününce tiryaki olmanın ne demek olduğunu
daha iyi anladığımı zannediyorum. Yani tiryakisi olduğunuz şey yemekten,
içmekten daha önemli olabiliyor. Ne diyeyim, Allah kimseyi bu tür zararlı
şeylere bağımlı yapmasın, bağımlı olanlara yardım etsin, gençlerimizi,
insanlarımızı bu tür şeylerden korusun âmin.
Kendimce buradan çıkardığım sonuçlar:
1- Sigarayla iftar yapılır mı? Elcevap: yaptılar oldu,
2- Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız 3 şey nedir
sorusuna; sigara, çakmak, kibrit cevabını verecek binlerce insan var,
3- Ekmeksiz, susuz yaşarım ama sigarasız asla, diyenlerin
sayısı az değil,
4- Çok yardım sever bir milletiz. Yanımızda çakmak türevi
bir şey varsa sigarasını yakmak isteyen herkese mutlaka yardımcı oluruz,
5- Sigara içmek sağlığa zararlıdır.
Bu maddeleri uzatabiliriz sanırım. Siz de ekleme
yapabilirsiniz. Şunu da belirteyim ki burada kimseyi hedef almıyorum. Sigara içmek
ya da içmemek herkesin kendi tercihi elbette. Fakat şurası da bir gerçek ki
sigara hem sağlığa hem bütçeye hem de çevreye ciddi zararlar veriyor.
Bırakamam deme, bırakabilirsin! Hatta bırak iyi olsun.
Bu insanların oruç tuttuklarından o kadar emin değilim. Çünkü bu yıllarda ramazanı şerif yaz günlerine denk gelmektedir. İnsanın aklına yemek gelmese de su gelir. İftarı bekleyen insan -sizin de yaptığınız gibi- yanında ufak tefek bşr şeyler bulundurur. Ya da yemek yiyeceği bir yerlere yönelir.
YanıtlaSilSigara ile ilgili bir yazı paylaşmıştım.
Bu arada emailinizi kontrol eder misiniz? Spam olabilir.
http://nimeti-islam.blogspot.com.tr/2016/12/kucuk-gunahlar-buyuk-gunahlar.html?zx=7b297cb1c117e006
Oruç tutup tutmadıklarını bilmiyorum ama bende öyle bir izlenim oluşmuştu. Ama siz de haklısınız yani.
SilMaili gördüm ve davetinizi kabul ettim. Teşekkür ederim.