Kitapların insana çok şey öğrettiğini hepimiz biliyoruz. Kitabın
eğiticiliği hep vurgulanmıştır. Cevabı net olarak verilemeyen ama çok
okuyanların okumaktan yana, çok gezenlerin gezmekten yana, hem okuyup hem
gezenlerin ikisinden yana ve farklı insanların farklı bir yana cevap verdiği
“Çok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi bilir?” sorusu hepimizin mâlumu (:
Evet, kitaplar insana çok şey katıyor. Hatta öyle anlar
oluyor ki, bir kitabı okumadan bile o kitaptan çok önemli dersler çıkarabiliyor
insan. Bununla ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum.
Bundan 5-6 yıl öncesi, lisede okuduğum dönemlerdi. O
zamanlar kitap okumanın verdiği mutluluğu yeni yeni keşfediyordum ve sürekli
kitap okumaya çalışıyordum. O günlerde, yanlış hatırlamıyorsam, İskender
Pala’nın “OD” adlı kitabı yeni çıkmıştı ve insanların ellerinde dolaşıyordu.
Benim de ilgimi çekmişti ve o kitabı da okumak istiyordum.
Günlerden bir gün, yakın bir arkadaşımla bu kitabı bir
şekilde temin ettik. Hatırladığım kadarıyla kütüphaneden ödünç almıştık.
Arkadaşım kitabı ilk kendisi okumak istedi. Önce o okuyacaktı ve sonra da ben
okuyacaktım. Memnuniyetle kabul ettim.
Arkadaşım 8-10 gün içerisinde kitabı okuyup bitirmişti. İlk
fırsatta bana getireceğini söyledi ve o an ben hayatımın en yanlış sorusunu
sorarak hayatımda alabileceğim en güzel dersi aldım. Arkadaşıma; “Kitap nasıl,
beğendin mi? Diye bir soru sordum. Arkadaşım kitabı çok beğendiğini söyledi ve
başladı kitapta anlatılan şeyleri bana özetlemeye.
Şurada şöyle oluyor, burada böyle oluyor. Bizim Yunus var
ya, şurada şöyle diyor, böyle yapıyor. Şunu yaşıyor bunu yaşıyor diye, kitabı
ballandıra ballandıra bana bir güzel anlattı. Ben de o anlatılanları okumak
için daha da çok sabırsızlandım. Birkaç gün sonra kitabı bana getirdi ve ben de
okumaya başladım.
Fakat bir terslik vardı. Zira kitabı okurken sürekli
zihnimde arkadaşımın anlattığı sahneler canlanıyor, acaba bu olay ne zaman
yaşanacak diye merak ediyordum. O olay geldiği zaman ise bu kez de bundan sonra
yaşanacak diğer olayı ne zaman okuyacağım diye zihnim meşgul oluyordu ve zaten
sonucunu bildiğim için okurken hiç keyif almıyordum..Tüm kitabı baştan sona
dinlediğim için, kitabı okumak bana çok zor geldi. Zira aynı kitabı üst üste
iki defa okuyormuşum gibi hissettim. Kitabı yarım bırakmamak için, zorla da
olsa bitirdim ve kitaplar üzerine çıkarılabilecek hayatımın önemli derslerinden
bir tanesini çıkarmış oldum.
O günden sonra yine çevremdekilere okudukları kitap
hakkında aynı soruyu yönelttim. Okuduğun kitap nasıl, beğendin mi, tavsiye eder
misin? Diye sordum. Fakat bu kez, bana kitabı özetlemelerine müsaade etmedim.
Sadece beğenip beğenmediklerini, tavsiye edip etmeyeceklerini öğrendim. Kendim
de aynı kurala riayet ederek kimseye okuduğum kitabı özetlemedim.
Kitaplık bölümünde yazdığım yazılarda da olduğu gibi,
sadece genel olarak kitap nelerden bahsediyor, kitabı beğendim mi, beğenmedim
mi, okurken neler hissettim gibi soruların cevabını vermeye çalışıyorum. Ve
kitabın büyüsü bozulmasın diye daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.
İnanıyorum ki, her kitabın kendine has bir büyüsü ve
güzelliği vardır. Bunu okuyucu kendisi keşfetmeli ve yaşamalıdır. Eğer bizler
bir kitap hakkında görüş beyan ediyorsak, bu görüşümüz okuyanlar/dinleyenler
tarafında olumlu ya da olumsuz bir önyargı oluşturabilir veyahut biz bir kitap
hakkında dile getirilen görüşleri okuyor/dinliyorsak bu bizde olumlu ya da
olumsuz bir ön yargı oluşturabilir. İlk aşamada bizi etkileyebilir. Fakat
kitabın kendi büyüsünü ve okuyucuya tesirini pek bozmaz. Zira bizim ilgi
alanımıza pek girmediği için bir kitap hakkında olumsuz bir görüş beyan
ediyorsak bile, bu kitapla ilgilenen birisi bu kitabı pek tabii çok sevebilir.
Yaşadığım bu anıdan çıkardığım hisseyi anlatabilmiş
olmayı ümit ediyorum ve merakla soruyorum; siz de okumakla ve kitaplarla alakalı
olarak böyle bir şeyler yaşadınız mı? (: yaşadıysanız paylaşın lütfen. Onları
da okumaktan memnun olurum.
Bu hikaye ve roman türü kitaplar için önemli. Sonunu bilmek hoş olmaz elbette. Ben genelde bilgi içeren kitaplar okuyorum. Pek sorun olmuyor.
YanıtlaSilHaklısınız. Bilgi içeren kitaplarda içeriği bilmek daha önemli. Böyle bir durum zarar yerine aksine kâr sağlar, zaman kazandırır.
Sil