12 Eylül 2017 Salı

Şiir Seçkisi -1

Her şiiri sevdiğim söylenemez ama genel olarak şiirleri hep sevmişimdir. Yeni bir şiire rast geldiğimde okurum ya da birisi seslendiriyorsa dinlerim. Eğer hoşuma giderse bir yerlere not alırım. Bu şekilde not aldığım, kimisini ezberlediğim, kimisini de zaman zaman dinlediğim birçok şiir var.

Sevdiğim bu şiirleri sizlerle de paylaşmak istedim ama nasıl bir yol izleyeceğime karar veremedim ilk başta. Seçtiğim tüm şiirleri şairleri ve sadece şiirin adıyla bir liste yapıp paylaşmak fikri geldi aklıma. Ama böyle olunca da herkesin o şiirleri teker teker bulması zor ve uğraştırıcı olur diye düşündüm. O sebeple seçtiğim şiirleri olduğu gibi paylaşmaya karar verdim. Liste biraz uzun olduğu için hepsini bir yayında yazmak istemedim. O yüzden birkaç bölüm halinde yayınlamayı düşünüyorum. Her yayında şiirlerin uzunluğuna göre 3-4 şiiri vermeyi planlıyorum, nasip olursa.


Siz de sevdiğiniz şiirleri yorum olarak yazabilirsiniz ya da mail atabilirsiniz. Böylece daha bilmediğim onlarca şiire ulaşabiliriz.

İlk şiir seçkisinde yer alan şiirler şu şekilde:

1- Zindandan Mehmed’ Mektup Şiiri - Necip Fazıl Kısakürek
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! 

Baba katiliyle baban bir safta! 
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! 
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,

Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak! 

Bir âlem ki, gökler boru içinde! 
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu? 
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı; 

Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı. 
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; 
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...

Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'! 

Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat? 
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil; 

Sayım var, maltada hizaya dizil! 
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil! 
İnsanlar zindanda birer kemmiyet; 
Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat; 

Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat; 
Beni kimsecikler okşamaz mâdem; 
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan! 

Dakika düşelim, senelik paydan! 
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin; 
Köpük köpük, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mıhlı peykeler; 

Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin! 
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!

Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar; 

Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar? 
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz? 
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir...

İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık; 
Dünyaya kapalı, Allaha açık.

Dua, dua, eller karıncalanmış; 

Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu; 
İplik ki, incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş; 

Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş! 
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! 
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! 

Ölsek de sevinin, eve dönsek de! 
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! 
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! 
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

---------------------------------------------------------------------------------------------------------- 

2- Gülü İncitme Gönül – Bestami Yazgan

Çiçeklerle hoş geçin,
Balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için
Dalı incitme gönül.

Konuşmak bize mahsus,
Olsa da bir güzel süs,
‘Ya hayır de, yahut sus,
Dili incitme gönül.

Sevmekten geri kalma,
Yapan ol, yıkan olma,
Sevene diken olma,
Gülü incitme gönül.

Başın olsa da yüksek,
Gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek
Yolu incitme gönül.

Mevlâ verince azma,
Geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,
Külü incitme gönül.

Dokunur gayretine,
Karışma hikmetine.
Sahibi hürmetine
Kulu incitme gönül.


---------------------------------------------------------------------------------------------------------- 

3- Bahar ve Biz – Bedri Rahmi Eyüboğlu

Yılda bir kere çıldırır ağaçlar sevincinden
Rabbim ne güzel çıldırır.
Yılda bir kere uzatır avuçlarını yaprak;
Sevincinden titreyerek.
Yılda bir kere kendini verir toprak
Yılda bir kere yarılır bahçeler hazdan
Rabbim ne güzel yarılır.
Biz de bir kere sevinebilseydik.
Çiçek açmış ağaçlar gibi çıldırasıya.
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de deliler gibi seviniriz,
Ağaçları ve baharı taklit ederiz
Renkli bez parçalarıyla donatırız şehri
Renkli ampuller asarız pencerelerden
Kimbilir belki bir gün sulh olunca
Biz de çatır çatır çatlarız bin bir yerimizden
Ağaçlar gibi.


İlk şiir seçkim bu şekilde. Son olarak ben genelde Bedirhan Gökçe’nin sesiyle şiir dinlemeyi severim ve şiir dinlemek isteyenlere de tavsiye ederim. 

8 yorum:

  1. Necip Fazıl'ın bu şiirini çok seviyorum, anlamı ve güzel bir şiir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuması da dinlemesi de anlamı da ayrı bir güzellik gerçekten..

      Sil
  2. Şiiri severim. Yazıya dökmeden ağzımdan çıkarak verdiğim ilk edebi olgu da şiirdi zaten. O yüzden ilk iki dörtlüğünden sonrasını hiç hatırlamıyorum. Çocuktum. Yazmıştım; ama saklayamamışım.

    Şiirin hasını çok severim; ama bir şiir var. Tek bir şiir. Şairi yazmasaydı onu ben yazardım galiba diyorum. Ancak o güzellikte olamazdı. Onun kaç kez başka dilelre çevrilmiş gibi solmuşu, kılıksızı olurdu.

    Nemi o şiir;
    Herkese Dair, Cahit Sıtkı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şiir apayrı bir tür.. Keşke o ilk şiiri saklayabilseydiniz. Okumak isterdim.

      Dediğiniz şiire de baktım şimdi. Sayenizde ilk defa okumuş oldum. Belki sizde uyandırdığı hisleri bende aynı derecede uyandırmadı ama hakikaten güzel şiirmiş. Yaşantılar ve yaşananlar farklı olunca her şiir farklı bir etki bırakıyor insanda. Teşekkür ederim.

      Sil
  3. Bestemi yazganın şiirini duymamıştım. Abdürrahim Karakoçun İncitme şiirini hatırlattı bana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, o şiiri de biliyorum. Dediğiniz gibi benziyorlar birbirlerine. Edebiyatta buna ne dendiğini tam bilmiyorum ama bu bir yazım tarzı. Yani ortak bir yöntem olması gerek. Bu ve benzeri şiirler var.

      Sil
  4. Ne güzel şiirler paylaşmışsınız.
    Teşekkürler.
    Blogunuzu takibe aldım.
    Banada beklerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim.
      Blogunuzu takip ediyorum. Zaman zaman girip bakıyorum (:

      Sil

Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.