Geçtiğimiz günlerde şehir içinde arabayla bir yere
gidiyordum. Yol üzerinde, kaldırımda ellerinde pazar poşetleriyle yürümeye
çalışan, benden yaşça büyük olduğunu tahmin ettiğim ve hiç tanımadığım bir bayana
rastladım. Bu bayan pazar alışverişi yapmış, iki eline de birkaç tane poşet
geçirmiş o halde yürümeye çalışıyordu. Bulunduğu konum öyle bir yerdeydi ki,
alışveriş yaptığı yerden oraya kadar en az 10 dakika yürüme mesafesiyle
gelmişti ve gideceği yere de en az 10-15 dakika daha yürümesi gerekiyordu. Zira
yakınlarda pek ev görünmüyordu. Üstelik gideceği yer ileriye doğruysa biraz dik
bir yokuşu da tırmanması lazımdı.
O bayanın bu durumunu görünce arabayla yanına durup:
“Gideceğiniz yere kadar bırakabilirim” demek geldi içimden. O bayanın yerinde
ya da yanında bir erkek olsaydı bunu hemen yapardım ama tek başına bir
hanımefendi olunca bunu yapamadım. Daha doğrusu buna cesaret edemedim. Zira günümüzde güven duygusu o kadar azaldı ki, insanlar birbirlerine güvenemiyorlar. Ben böyle bir şey yapsaydım acaba nasıl bir tepki alırdım? Belki hayatım boyunca bir daha hiç görmeyeceğim bir insana, hiçbir art niyet taşımadan, sırf Allah rızası ve insanlık için yapacağım bir şey yüzünden sapık damgası mı yerdim, ahlaksız damgası mı, yoksa bir temiz dayak mı yerdim bilmiyorum (:
hanımefendi olunca bunu yapamadım. Daha doğrusu buna cesaret edemedim. Zira günümüzde güven duygusu o kadar azaldı ki, insanlar birbirlerine güvenemiyorlar. Ben böyle bir şey yapsaydım acaba nasıl bir tepki alırdım? Belki hayatım boyunca bir daha hiç görmeyeceğim bir insana, hiçbir art niyet taşımadan, sırf Allah rızası ve insanlık için yapacağım bir şey yüzünden sapık damgası mı yerdim, ahlaksız damgası mı, yoksa bir temiz dayak mı yerdim bilmiyorum (:
Bu olay üzerine çok üzüldüm. Hem bir insana yardım
edemediğim için hem de daha acısı olan, insanlar arasındaki güven duygusunun
azalmasından dolayı. Günümüz insanı ne yapsın? Akşama kadar o kadar çok kötü
olayın haberini alıyoruz ki ister istemez güven duygumuz sarsılıyor.
Fakat eskiden böyle değilmiş. İnsanlar birbirlerine daha
çok güvenirlermiş. Benden büyük olanlar bunun pek çok örneğini bilirler diye
düşünüyorum. Ben o günleri görmedim ama ailem hep anlatır.
Bundan 30-35 yıl önce, köyümüze bir yabancı, misafir
olarak geldiğinde ve kalacak yer bulamadığında köyden birilerine ‘nerede
kalabilirim?’ diye sorarmış. Sorulan kişi de birkaç isim söyleyip, adres tarif
edermiş. Bu adreslerden birisi de bizim evimizmiş. Dedeme böyle bir teklifle
gelen misafir asla geri çevrilmezmiş.
Düşünsenize, başka bir köyden hatta başka bir şehirden
hiç ama hiç tanımadığınız bir ya da birkaç insan bir akşamüstü kapınızı çalıyor
ve “bu gece misafir eder misiniz?” diye soruyor. Ev sahibi de ‘hırlı mıdır
hırsız mıdır’ diye düşünmeden buyur ediyor. Bugün tepkimiz ne olurdu? O
günlerde hiç tereddütsüz, “evet” oluyormuş.
Bugün bu yaşanılanlar bize bir hikâye bir masal hatta
mitolojik bir şeymiş gibi gelse de tüm bunlar hakikat imiş. Eski günlerin yokluğunun,
acısının gelmesini istemesem de bu güzelliklerin, bu güzel duyguların,
hasletlerin gelmesini isterim.
Kaybolan bu kadar güvenin hepsini bugün hemen geri
getiremesek bile, azar azar da olsa bunu başarabiliriz. Çünkü böyle bir güven
hayal değil aksine gerçeğin ta kendisi. Eskiden yaşandıysa bugün de yaşanabilir
diye düşünüyorum.
Rabbim o güven duygusunu yeniden aramıza yaysın ve bu
konuda bizlere de yardımcı olsun. Mümin, elinden ve dilinden emin olunan
kimsedir hadis-i şerifinde tarif edilen müminlerden olmayı nasip etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.