Geçtiğimiz günlerde ablam yeğenlerim bize geldiler ve birkaç
gün bizde misafir olarak kaldılar. İlk günün gecesinde, vakit biraz ilerleyince
çocukların uyku saati geldi. Yaşları 4-14 arasında değişen 4 yeğenim uyumakta
zorlanıyorlardı. Bilirsiniz işte, çocuklar bir araya gelince vaktin geç
olduğuna bakmadan eğlenmek, oynamak istiyorlar.
Baktım bunların bir türlü uyumaya niyetleri yok, o an
aklıma bir hikâye geldi. Daha doğrusu o anda zihnimde bir hikâye kurguladım. Bu
hikâyeyi onlara anlatayım, uyumalarına ve eğlenmelerine katkım olsun istedim.
Yanlarına gidip:“Şimdi size bir hikâye anlatacağım. Hadi
bakalım herkes yerine yatsın” dedim. Hikâye lafını duyunca hepsi merak içinde
yerlerine yattılar ve pür dikkat beni dinlemeye başladılar. Gerekli ortamı sağladıktan
sonra aşağıda okuyacağınız hikâyeyi anlatmaya başladım. Bir yandan hikâyeyi
anlattım bir yandan da hikâyedeki karakterlerin yaptıkları şeyleri
canlandırmaya çalıştım.
Hikâye şöyle:
Her
gece, içinde küçük çocuk bulunan evleri ziyaret eden ve çocukların uykularıyla
beslenen Uyku Canavarı ve Uyku Perisi varmış. Bunlar iki arkadaşmış.
Uyku
canavarı, kısa boylu, çok şişman, kocaman kalın gözlükleri olan, sürekli elinde
bir bastonla gezen açgözlü bir canavarmış. Çok korkunç değilmiş ama onu
görenler ürperirlermiş. Çünkü Uyku Canavarı hiç gülmez, sürekli sinirli sinirli
bakarmış.
Uyku
perisi de onun aksine çok güzelmiş. Uzun boylu, narin bir vücudu olan, elinde
parlak mavi renkli bir sopası olan güzeller güzeli bir periymiş. Uyku perisini
görenler ona hayranlıkla bakarlarmış ve böyle bir perinin nasıl olup da Uyku
Canavarıyla arkadaşlık ettiğini bir türlü anlayamazlarmış.
Uyku
Canavarı ve Uyku Perisi her gece çocukların uyku saati geldiğinde kaldıkları
yerden çıkarlar ve çocuk olan evleri tek tek ziyaret ederlermiş. Her gittikleri
eve kapıdan süzülerek girerlermiş. Çocukların bulundukları odanın kapısının
önüne gelince aç gözlü uyku canavarı, elindeki bastonla kapıya hızlıca vurup
kapıyı açarmış. Kapı gürültüyle açılırmış ama bunu Uyku Canavarı ve Uyku Perisi
dışında kimse duymazmış.
İçeri
girdikleri zaman Uyku Canavarı hemen çocukların yanına koşup uyuyup
uyumadıklarını kontrol edermiş. Çocuk uyku saati gelmesine rağmen hâlâ
uyumamışsa, bu durum Uyku Canavarı için çok iyi olurmuş. Uyku Canavarı hemen
elini çocuğun göz kapaklarına dokundurarak uyumayan çocuğun gözlerinden
uykusunu alırmış ve onunla beslenirmiş. Böylece uyku canavarının keyfi yerine
gelirmiş ve oradan uzaklaşırmış. Bir başka uyumamış çocuğun uykusunu alabilmek
için sabırsızlanırmış. Uykusunu Canavara kaptıran çocuk ise o gece hiç rahat
uyuyamaz ve sabah da uykusuz, yorgun ve huzursuz olarak uyanırmış. Bu duruma en
çok Uyku Perisi üzülürmüş.
Oradan
çıkıp başka çocukların evlerini ziyaret edermiş bu iki arkadaş. Başka
çocukların bulunduğu eve gittikleri zaman yine aç gözlü Uyku Canavarı elindeki
bastonla kapıya vurarak kapıyı açarmış ve çocuklar uyuyor mu diye kontrol
edermiş. Eğer çocuk uyuyorsa Uyku Canavarı bu durumdan hiç memnun kalmadan,
hormurdanarak geri dönüp gidermiş. Bu durumda Uyku Perisi girermiş devreye.
Uyuyan çocuğun yanına yaklaşır, ona sevgiyle bakarmış. Minicik nazik elleriyle
uyuyan çocukların yanaklarını okşar ve çocukların gözlerine bir öpücük
kondururmuş. Bu öpücükle hem Uyku Perisi beslenirmiş hem de çocuk daha güzel
bir uykuya sahip olurmuş. O gece çok rahat uyuyup, güzel rüyalar görürmüş.
Sabah da uykusunu almış bir şekilde neşe ve mutluluk içerisinde uyanırmış güne.
O gün o çocuk için çok güzel geçermiş.
İşte
Uyku Canavarı ve Uyku Perisi her gece çocukları böyle ziyaret ederlermiş.
Bu hikâyeyi biraz yavaş ve canlandırarak anlatınca
hepsinin çok hoşuna gitti. Hatta bazı yerlerde kıkırdadılar. Hikâye bittiğinde
ise hepsinin yüzünde bir tebessüm vardı. Çoktan hayal âleminde dalmışlardı ve
uykuları gelmişti. Onları uyumaları için bıraktım ve odadan çıktım. Bir daha
sesleri çıkmadı. Biraz sonra kontrol ettiğimde hepsi çoktan uyumuşlardı. Dayı olmak kolay değil tabi, yeri geldiğinde yeğenlerini uyutmasını da bilmeli (:
Uyku perisinden bir öpücüğü hak etmişler o zaman. Çocuklar artık her gece sizden hikaye isterler. :)
YanıtlaSilEvet, fazlasıyla hak ettiler (:
YanıtlaSilFırsat buldukça hikayeler anlatırım yeğenlerime. Çok güzel oluyor. Hem onlar için hem benim için. Ben küçükken bana böyle hikaye anlatan kimse olmadığı için içimde hep bir ukde olarak kaldı. Yeğenlerim bu güzelliği yaşasınlar istiyorum :)