27 Ağustos 2017 Pazar

Uyku Canavarı ve Uyku Perisi Hikayesi


Geçtiğimiz günlerde ablam yeğenlerim bize geldiler ve birkaç gün bizde misafir olarak kaldılar. İlk günün gecesinde, vakit biraz ilerleyince çocukların uyku saati geldi. Yaşları 4-14 arasında değişen 4 yeğenim uyumakta zorlanıyorlardı. Bilirsiniz işte, çocuklar bir araya gelince vaktin geç olduğuna bakmadan eğlenmek, oynamak istiyorlar.

Baktım bunların bir türlü uyumaya niyetleri yok, o an aklıma bir hikâye geldi. Daha doğrusu o anda zihnimde bir hikâye kurguladım. Bu hikâyeyi onlara anlatayım, uyumalarına ve eğlenmelerine katkım olsun istedim.

Yanlarına gidip:“Şimdi size bir hikâye anlatacağım. Hadi bakalım herkes yerine yatsın” dedim. Hikâye lafını duyunca hepsi merak içinde yerlerine yattılar ve pür dikkat beni dinlemeye başladılar. Gerekli ortamı sağladıktan sonra aşağıda okuyacağınız hikâyeyi anlatmaya başladım. Bir yandan hikâyeyi anlattım bir yandan da hikâyedeki karakterlerin yaptıkları şeyleri canlandırmaya çalıştım.


Hikâye şöyle:

Her gece, içinde küçük çocuk bulunan evleri ziyaret eden ve çocukların uykularıyla beslenen Uyku Canavarı ve Uyku Perisi varmış. Bunlar iki arkadaşmış.

Uyku canavarı, kısa boylu, çok şişman, kocaman kalın gözlükleri olan, sürekli elinde bir bastonla gezen açgözlü bir canavarmış. Çok korkunç değilmiş ama onu görenler ürperirlermiş. Çünkü Uyku Canavarı hiç gülmez, sürekli sinirli sinirli bakarmış.
Uyku perisi de onun aksine çok güzelmiş. Uzun boylu, narin bir vücudu olan, elinde parlak mavi renkli bir sopası olan güzeller güzeli bir periymiş. Uyku perisini görenler ona hayranlıkla bakarlarmış ve böyle bir perinin nasıl olup da Uyku Canavarıyla arkadaşlık ettiğini bir türlü anlayamazlarmış.

Uyku Canavarı ve Uyku Perisi her gece çocukların uyku saati geldiğinde kaldıkları yerden çıkarlar ve çocuk olan evleri tek tek ziyaret ederlermiş. Her gittikleri eve kapıdan süzülerek girerlermiş. Çocukların bulundukları odanın kapısının önüne gelince aç gözlü uyku canavarı, elindeki bastonla kapıya hızlıca vurup kapıyı açarmış. Kapı gürültüyle açılırmış ama bunu Uyku Canavarı ve Uyku Perisi dışında kimse duymazmış.

İçeri girdikleri zaman Uyku Canavarı hemen çocukların yanına koşup uyuyup uyumadıklarını kontrol edermiş. Çocuk uyku saati gelmesine rağmen hâlâ uyumamışsa, bu durum Uyku Canavarı için çok iyi olurmuş. Uyku Canavarı hemen elini çocuğun göz kapaklarına dokundurarak uyumayan çocuğun gözlerinden uykusunu alırmış ve onunla beslenirmiş. Böylece uyku canavarının keyfi yerine gelirmiş ve oradan uzaklaşırmış. Bir başka uyumamış çocuğun uykusunu alabilmek için sabırsızlanırmış. Uykusunu Canavara kaptıran çocuk ise o gece hiç rahat uyuyamaz ve sabah da uykusuz, yorgun ve huzursuz olarak uyanırmış. Bu duruma en çok Uyku Perisi üzülürmüş.

Oradan çıkıp başka çocukların evlerini ziyaret edermiş bu iki arkadaş. Başka çocukların bulunduğu eve gittikleri zaman yine aç gözlü Uyku Canavarı elindeki bastonla kapıya vurarak kapıyı açarmış ve çocuklar uyuyor mu diye kontrol edermiş. Eğer çocuk uyuyorsa Uyku Canavarı bu durumdan hiç memnun kalmadan, hormurdanarak geri dönüp gidermiş. Bu durumda Uyku Perisi girermiş devreye. Uyuyan çocuğun yanına yaklaşır, ona sevgiyle bakarmış. Minicik nazik elleriyle uyuyan çocukların yanaklarını okşar ve çocukların gözlerine bir öpücük kondururmuş. Bu öpücükle hem Uyku Perisi beslenirmiş hem de çocuk daha güzel bir uykuya sahip olurmuş. O gece çok rahat uyuyup, güzel rüyalar görürmüş. Sabah da uykusunu almış bir şekilde neşe ve mutluluk içerisinde uyanırmış güne. O gün o çocuk için çok güzel geçermiş.

İşte Uyku Canavarı ve Uyku Perisi her gece çocukları böyle ziyaret ederlermiş.

Bu hikâyeyi biraz yavaş ve canlandırarak anlatınca hepsinin çok hoşuna gitti. Hatta bazı yerlerde kıkırdadılar. Hikâye bittiğinde ise hepsinin yüzünde bir tebessüm vardı. Çoktan hayal âleminde dalmışlardı ve uykuları gelmişti. Onları uyumaları için bıraktım ve odadan çıktım. Bir daha sesleri çıkmadı. Biraz sonra kontrol ettiğimde hepsi çoktan uyumuşlardı. Dayı olmak kolay değil tabi, yeri geldiğinde yeğenlerini uyutmasını da bilmeli (:


Şimdi düşünüyorum da ben hikâyeyi anlatırken acaba her biri zihinlerinde nasıl canlandırdılar? Uyku Canavarı ve Uyku Perisi nasıl canlandı gözlerinde? Karakterlerin o hareketlerini ve davranışlarını nasıl hayal ettiler acaba (:


2 yorum:

  1. Uyku perisinden bir öpücüğü hak etmişler o zaman. Çocuklar artık her gece sizden hikaye isterler. :)

    YanıtlaSil
  2. Evet, fazlasıyla hak ettiler (:
    Fırsat buldukça hikayeler anlatırım yeğenlerime. Çok güzel oluyor. Hem onlar için hem benim için. Ben küçükken bana böyle hikaye anlatan kimse olmadığı için içimde hep bir ukde olarak kaldı. Yeğenlerim bu güzelliği yaşasınlar istiyorum :)

    YanıtlaSil

Yorumlarınız bizim için çok değerlidir. Lütfen yorum yapın.